Bir diğer kıymetli hocam Nida Tüfekçi, Yozgat’ın yetiştirdiği en değerli saz sanatçısı ve Türk Halk Müziği insanıdır. Yetiştirdiği onlarca öğrencisi, Türkiye ve Dünya’nın dört bir yanında, Türk Halk Müziği severler tarafından büyük ilgi ve sevgiye mazhar olmuştur.
Kendisi, aynı zamanda çok önemli bir Türk Halk Müziği derlemecisi ve saz icrasını en yüksek bir seviyede gerçekleştiren çok kıymetli bir sanatçıdır. Özellikle, bağlama açışlarında, çok büyük bir üstad olup, bu konuda ardından gelen birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş ve etki etmiştir.
Uzun hava okuyan sanatçılar, Nida Tüfekçi hocamızı kapışırlardı. Onun yapacağı bir açış ardından uzun hava icra edebilmek çok büyük bir ayrıcalık olmuştur.
Sadece sanatçı olmak değil, insan ruhuna da hitap etmenin önemini bize her fırsatta gösteren büyük bir hoca olması, 1966 yılındaki sınavımızda, büyük bir heyecan ile sınav anını bekleyen bizlere telkin etmiş olduğu güven ve huzurla kendisini göstermiştir.
Nida Tüfekçi Hocam ile Unutulmaz Anılar.
Radyoda göreve başladığım zamanlarda, kendisi bir gün beni odasına çağırarak,
“Güven, evladım sana henüz kayıt altına alınmamış iki türkü dinleteceğim, bunlardan birisini sana özel repertuar olarak seç bakalım!” dedi.
Biri Kırşehir, diğeri Çorum yöresinden olan bu iki türküyü dinledikten sonra, bana “Hangisi hoşuna gitti evladım?” diye soracak kadar ince bir gönül insanıydı.
“Hocam, türkülerin her ikisi de çok güzel, çok kıymetli, ancak gönlüm “Ne Elmadır Ne de Nar” türküsünden yana, müsaade eder misiniz?” diye sordum.
Bunun üzerine, derhal masasından bir nota kağıdı çıkararak, “Madem öyle, haydi otur bakalım, bu türkünün notalarını birlikte yazalım.” dedi. Türkünün yarısını kendisi, yarısını ben nota kağıdına döktükten sonra, “Buyur evladım, bu türkü senin özel repertuarın olsun. İlk solo bantında bunu oku”dedi.
Gerçekten de ilk solo bantımda, yine daha önce gün yüzüne çıkmamış dört ayrı türkü ile birlikte bu güzel türküyü okudum.
1972 yılında “En Sevilen Türküler” arasına giren ve en popüler türkü olarak ağızdan ağıza gönülden gönüle geçen “Ne Elmadır Ne de Nar” Nida Bey sayesinde, milyonların kulaklarına benim sesimle ulaştı.
O dönemler, dinleyicilerimiz türkü isteklerini ve bizlerle duygularını mektuplarla paylaşırlardı. “Ne Elmadır Ne de Nar” türküsüne çuval çuval istek mektupları geldiği şu an bile gözümün önünde taptaze bir hatıradır.
Sonrasında, bu türküyü, Şahinler Plak’a yapmış olduğum plak için de okudum. Çok satan bu plağın, arka yüzünde de 17’li Fadimem diye tanınan “Arpa’da Ektim Olacak” türküsü ( Bursa – Keles ) vardı.
Bu kıymetli türkü de değerli eşim, hayat arkadaşım Emine Yapar’ın amcası Sn. Ömer Akpınar’ın derlemesidir.
